Robert Koch Enstitüsü KiGGS Araştırması:

Almanya’da en fazla şişman çocuk sosyal statüsü düşük ve yabancı kökenli olan ailelerden çıkıyor!

Yabancı kökenliler arasında da ilk sırada Türk aileler geliyor!

Dünya Sağlık Örgütü, şişmanlığı çağın epidemisi olarak tanımlamakta…

En son verilere göre 1980 yılından beri şişmanların sayısı iki kat artmış durumda…

2010 yılı verilerine göre ise dünya genelinde beş yaşın altındaki şişman ve obez çocuk sayısı 40 milyonu aştı…

Şişmanlık ve obezite metabolik sendrom gibi birçok kronik sağlık problemlerini de beraberinde getirdiği için bu konu Almanya’da da birçok kurumu harekete geçirdi.

Robert Koch Enstitüsü’ nün Almanya genelinde 2003-2006 yılları arasında yaptığı KiGGS Araştırmasında 0 ile 17 yaş arasındaki 17.641 çocuğun  sağlık durumları farklı kriterler göz önünde tutularak araştırıldı. Araştırmaya katılan  çocukların % 17’ si yabancı kökenli… Yabancı kökenli çocukların da % 28’ ini Türkler, % 20 ‘ sini Rus  çocukları oluşturuyor. Bu oranla Türk çocukları yabancı çocuklar arasında en büyük grubu oluşturuyorlar… Ruslar ikinci sırada…

Araştırmaya göre 3-17 yaş gurubu çocukların % 15’i (1,9 Milyon çocuk ) şişman, % 6,3 ‘ü  (800.000 çocuk ) ise obez, yani aşırı şişman..

Bu sonuçlar ile Robert Koch Enstitüsü’nün 1980-1990 yılları arasında yapmış olduğu araştırma sonuçları karşılaştırıldığında şişman çocukların oranı % 50 artmış durumda…Bu sonuca sebep olarak özellikle iki unsur üzerinde duruluyor:

Sosyal statü ve yabancı kökenli aileler…

Genel olarak bakıldığında obezite en çok sosyal statüsü ve eğitim seviyesi düşük olan ailelerde görülüyor.

KiGGS raporlarına göre özellikle yabancı kökenli 7-11 yaş gurubu çocuklarda şişman çocuk sayısı  Almanlara göre % 50 daha fazla…

İşsiz anne babaların çocuklarında şişmanlık oranının da paralel olarak arttığı ortaya konmuş. Yabancı çocukların ebeveynlerindeki işsizlik oranının  Alman ailelerin çocuklarına göre % 50 oranında daha fazla olduğu göze çarpıyor…

Çocuklarda görülen şişmanlıkta anne babadan gelen kalıtsal faktörler büyük rol oynuyor. Ailede obezite varsa çocuklarda da olma olasılığı çok yüksek.

Diğer bir sebep olarak annelerin hamilelik sırasında aşırı kilo almaları gösteriliyor. Hamilelik sırasında “Hamilelik Diyabet’i” olan anne  çocuklarının şişman olma olasılıkları ise oldukça yüksek…

Göze çarpan diğer ilginç bir sebep te anneler arasında emzirme oranının oldukça düşmesi.

Almanlarda yabancı ailelere göre emzirme oranı oldukça düşük. Yabancı kökenli ailelerde emzirme oranı ve sıklığı daha fazla olmasına rağmen, daha kısa süre emzirildiği ortaya konmuş…

Sonuç olarak, ortalama emzirme süresi maksimum 4,5 ayla sınırlandırılıyor. Daha sonra bebeklere eskiye oranla daha erken ve daha fazla nişasta ağırlıklı hazır mama ve meyve suları takviye ediliyor. Bu da daha çocuk yaşta obeziteye davet çıkarıyor.

Araştırmada diğer önemli bir unsur okul çağı çocuklarının hangi tür okula gittikleri. Özellikle “ Förder- ve Sonderschule” öğrencilerinde şişman çocukların oranı diğer okullara göre çok daha fazla… Bunun da direk olarak ebeveynlerin ve çocukların eğitim seviyeleriyle ilintili olduğu ortaya konmuş. Eğitim seviyeleri yüksek olan ailelerde daha bilinçli bir beslenme tarzı uygulandığı vurgulanıyor.

Bunun dışında çocukların okul sonrası yaptıkları aktiviteler incelenmiş. Okul sonrası herhangi bir bedensel ve sportif faaliyete katılmayan ve zamanının çoğunu televizyon karşısında geçiren çocuklarda şişmanlık çok daha fazla oranda görülüyor. Çocukların televizyon karşısında bilinçsizce ve büyük miktarlarda sağlıksız gıda tükettikleri ortaya konmuş. Programların aralarında yayınlanan gıda reklamlarının ise bu gıdaları daha çekici kıldığı ve tüketimi arttırdığı tespit edilmiş.

Araştırma sonuçları ortada…

Yarının geleceği çocuklarımız için hep beraber çözüm yolları üretmek zorundayız. Çocuk yaşta görülen hafif topluluk veya şişmanlık birçok kişi tarafından şirin görünebilir veya belki ciddiye alınmayabilir. Fakat şişmanlık ve obezite yıllar sonra bereberinde şeker, yüksek tansiyon, kolesterol, damar tıkanıklığı ve depresyon gibi birçok hastalığı beraberinde getiriyor.  Anne karnında başlayan şişmanlığı önlemek için bilinçli beslenme ve düzenli bedensel aktivite şart…

Yazan: Aslı Demirel

Impressum | Datenschutz